İçeriğe geç

Bundan Sonraki 8 Martlarda Kadının Adı Olsun, Sıfatları Olmasın!

Kadın ne bir melek ne bir çiçek ne bir fahişe ne fettan ne kırılgan ne birinin karısı ne birinin kızı; bütün yakıştırdığınız önyargılı sıfatlardan arındırılmış biri olsun.

Sadece adımızı ve fırsat eşitliğimizi istiyoruz.

Dünya değişiyor, düş ve düşünce dünyamızda insanlar kadını da erkeği de yüzyıllardır bu topraklarda yaşamış olanlar ve gelişmiş erkek egemen sistemin cildimize ne denli bir dövme gibi derinlere işlendiğinin uzun süre farkına varamıyorlar.

Sınıfsal farklılıklar, mahalle baskısı ve ‘herkes memnun ki yerinden, dönen yok hiç fikrinden’ misali kadın erkek kaybettiğini anlamadan kaybediyor. Birbirimizi, şefkati, sadakati, sevinci yitiriyoruz hakimiyet yollarında…

Geçmişe bakıyorum da ilk reşit olduğumda ben bile üniversite seçimimi erkek arkadaşımla beraber aynı üniversitede okuyabilmek, iş seçimimi o kıskanmasın diye kendi ofisimi açarak yapmam, henüz pişmeden erken yaşta yapılan toy bir evlilik, ev, iş sarmalında kendi değerimi unutmam, ayıp olmasın diye kusurlardan bahsetmemem taa o günlerin köpüğü olarak hafızamda. Ayrıca hala erkeklerin düşünce yapısında kadınların aklının onların parasında pulunda olma ihtimali, zengin erkek fakir kız ya da tam tersi sınıflar arası çıkar ilişkilerine bakış, pencerelerin ön yargı tellerinden dışarısını at gözlükleriyle muhtemelen algılama sorunları hiç değişmiyor. Dünyaya bakışımızın değişimi teknolojinin bile çok daha gerisinde kaldı.

Eski bir reklam filmi vardı İngilizce adı “Perception versus Reality”… Yani algı ve gerçekliğin karşıtlığı üzerine…

İlk olarak başlangıç noktamız şu olmalı… Önyargı arınması… Seyrettiğim Scarlet dizisinde genç kadın yeni işe başlayan patronunu araştırır ve öğrendiğine göre bu beyefendi önceki işinde bir toplantıda pantolonunu indirdiği için işten kovulmuştur. İlk anlatımda müthiş bir aymazlık üstelik de edepsizlik vardır … Ancak konu daha ayrıntılı araştırılınca netleşir ve o toplantıda olan ikinci kişiye de aynı olay sorulur.

İkinci kişi olayı şöyle anlatır “aynı işi yapıyorduk ancak o erkek olduğu için benden çok daha fazla misafir ağırlama ödeneği, daha yüksek maaş ve daha çok prim alıyordu. Ve biz bunun bütçe toplantısında farkına varınca kadınlardan yana aynı işe eşit ücret verilmemesini protesto etmek için -aramızda tek fark var- diyerek pantolonunu indirdi. Bu kadar…  Şok edici bir gerçeklikle yaptığı eylem yüzünden işten atıldı ancak bu sorunun altına çizmeyi de başardı” diye anlatınca işin rengi değişiyor.

Boyner’in son bir reklam filmi var “lütfen indirmeyin”… Cezaları indirmeyin diyor. Belki de önce toplum indirmeli gerçeklere bakışını ve ikiyüzlülüğünü. Aynı zamanda kadına karşı fütursuzca işlenen onca sözel ve fiziksel şiddetin yaptırımlarının inmemesi de esas…

Konuları örtbas ederek üzerimize çekilmiş karanlık perdeleri indirmenin tam da zamanı…

Biz kadınlar olarak çiçek değiliz, sulanmak, budanmak, topraktan sökülmek, koparılmak istemiyoruz.

Bitki değiliz hiçbirimiz, sadece bu dünyada insan ve kadınız.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Kadının adı olsun. Ne eski ne yeni sevgili ne fahişe, ne melek, ne şeytan kadın da sizden olsun. Ey değerli erkekler,: siz de bir dişiden doğdunuz… Yarınınız ve doğuranınız “o kadın”. Üstüne üstlük yarın da bir kızınız olur unutmayın.

Aydan Baktır
7 Mart 2021

Kategori:Genel