İçeriğe geç

W20 2017 Berlin Zirvesi

W20 hem ekonomi içindeki kadınların yerinin ve varlığının değerini anlatmak, hem de bu varlığı arttırabilecek tedbirlerin tanıtımını yapmak, bunların yanında da kadının ekonomiye ispatlanmış katkısını pekiştirmek üzerinde çalışıyor. Birincisi Türkiye’de Türkiye’nin öncülüğünde 2015 yılında gerçekleşmiş olan W20’nin bu yıl üçüncü toplantısı Almanya’nın G20 Başkanlığında Berlin’de yapıldı. Toplantının pek çok çarpıcı yönü vardı.

En önemlilerini burada anlatmaya çalışacağım. Basına göre en önemli yönü Ivanka Trump’ın katılması idi. Şansölye Merkel Amerika seyahatinde Trump ile yaptığı toplantıda Ivanka Trump’ı W20 Berlin toplantısına davet etmişti ve neredeyse tüm W20 Temsilcilerinde bir şaşkınlık ve bir endişe yaratmıştı. Burada ekonomik politika ve kadının güçlenmesi konuşuluyor. Dışlayıcı ekonomik politika izleyeceğini söyleyen ve kadına değer verdiği ve bu konuda olumlu politikalar geliştireceği şüphe uyandıran Başkan Trump’ın kızı kadın konusunda dünyanın en büyük 20 ülkesinin en başarılı uluslararası örgütleri, sivil toplum örgütleri, düşünürleri ve akademisyen kadınlarının karşısında ne diyebilecekti? Ayrıca, bir de karşıt gösteriler yapılacağı duyumları vardı. Heyecan ve endişe bir arada idi.

w20 2017 Summit Berlin Gülden Türktan

Ve Ivanka Trump’ın W20 toplantısında, ülkesi dışındaki yabancı topluluk önünde ilk testi geçtiği söylenebilir. Kadın konusunun sorunlarını bildiğini ya da düşünmekte ve öğrenmekte olduğunu, ailede sorumluluğu paylaşmanın gereğini kendisinin yaşıtı olan ailelerde izlediğini ve aile bireyleri için sorumluluğu paylaşmanın artık sorgulanmayan bir gereklilik olduğunu gördüğünü ve erkeklerin ev ve çocukla ilgili her işi gönüllü olarak paylaşarak kadının yükünü azaltmaya çalıştığını söyledi. İş kadını olduğu ve kadın konularına içtenlikle baktığı ve gereken terminolojiye hakim olduğunu ispatladı. Babamın “Aileleri desteklemek ve refaha kavuşmalarına imkan sağlamak konusunda büyük emekleri var” dediği an ise, “iss” sesi çıkararak yapılan kibar bir protesto ıslığı salonda duyuldu. Gösteri bu ise, o da oldu.

Babasının kadın dostu politikalar ve W20 Deklarasyonlarına uyumlu geliştirmeler yapacağı konusunda salonu ikna edemese de kendisinin bu konuda çalışmaya istekli olduğu açıktı. Bence bu nedenle de kendisinin kabulü çok nazikçe gerçekleşti. Bu kabulü candan, herkese ve her soruya canla başla cevap verme arzusu içinde olması ve de iş kadını olduğu da kesin olan bir kişi olarak, tam böyle düşünmeyenler de olsa da, kanımca, genel kabul orada idi. Ancak, Sayın Trump’ın Meksika’ya duvar örmek, kadınlara dost tedbirler almamak, hatta bütçe kısıtlamalarına gitmek gibi üzerine tüm spotların düştüğü konularına girilmedi. Ancak, eğer bu gibi nazik konularda Sayın Trump’ı caydırabilecek biri varsa, onun da belki Ivanka Trump olduğu, az da olsa şekilllendi. Dolayısıyla, Ivanka Trump ilk resmi ziyaretinde ve ilk konuşmasında, tüm endişelere rağmen, çok zorlu denebilecek bir kadın grubu önünde kanımca geçer not almayı başardı.

Aslında toplantının yıldızı Şansölye Merkel idi. Hem böyle cesur bir davetin ev sahibi ve fikir sahibi olarak hem de kadın konusundaki yenilik ve gelişmeler Amerika’yı da yanına alan manevrası ile hem de 2 gün boyunca tam 3 kez gelip 4 ayrı toplantıya katılarak katkı verme, kendisine bir oturum içinden soru yöneltilmesine izin verme, candan gerçek ve naturel olma, kadın konusunda uzman olmasa da ve W20 Tebliğini ileriye taşıyacağına söz vermesi gerçekten dünyanın en güçlü kadınlarından biri olan Şansölye Merkel’in W20’ye verdiği değer ve destek için önemli bir gösterge idi.

Şansölye Merkel önce ilk toplantıya geldi ve panelde FD Ivanka Trump, IMF Murahhas Üyesi Christine Lagarde, Hollanda Kraliçesi Ekselansları Máxima, Canada’nın Dış İşleri Bakanı Chrystia Freeland ve diğer kadın yöneticiler, bankacılar ve şirket sahipleri ile birlikte panelde yer aldı ve W20’ye ve kadının ekonominin içinde yer almasının ekonomiyi ileri taşıyacağına inandığını ve her bir ülkenin ileri gitmesi için kadına karşı bu tavrı ve inancı sergilemesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.

Ağırladığı uluslararası misafirleri ile panele katıldığı panelde zor soruları cevapladı. “Feminist misiniz?” sorusuna kendimi feminist olarak görmem demesine rağmen çok yetkin moderatör Dr. Miriam Meckel’in israrı üzerine feminist de sayılabileceğini söyledi.

Akşam yemeği açılışında Şansölye Merkel yine kendi feministliğini kendisinin değerlendirmekte olduğunu neşeli bir şekilde söylemesi ve ikinci konuşmasını tamamlaması, özellikle yanındaki misafirleri Christine Lagarde ve Ivanka Trump’a hem tartışma hem konu yaratması hem de salondaki herkese dostça davranması yemek boyunca resim ve soru alması çok güven verici idi. Her yönden siz kadınlara değer veriyorum ve ekonomiye katkı yapacağınıza inanıyorum mesajını defalarca verdi.

W20 toplantısının ikinci günü Şansölye Merkel yine oradaydı ve konuşmasını yaptı. Bu sefer kadınların finansmana erişimi, girşimciliği gibi konularda konunun yetkin kişilerinden sorular aldı. Hepsini cevapladı. Her sorunla ve her konu ile ilgileneceğine söz verdi.

Sonuçta, Şansölye Merkel yanına Amerika, Hollanda ve Kanada’yı da yanına alarak gelişmekte olan ülkelerdeki kadın girişimicilere fon yaratmak üzere yola çıkması, “fonun adı ne olacak?” sorusuna “fonun adı mı önemli, yoksa büyüklüğü ve başarısı mı? diye sorması, nasıl konuyu ciddiye aldığını ve her an W20’nin önerdiği ekonomik tedbirlerin kadın kapsar olmasının yanında, arkasında ve bilincinde olduğunu göstermesi eşine ender rastlanan bir destek idi.

Bu toplantının arkasından Almanya’daki gelişmeyi görmek ve izlemek için sabırsızlanıyorum.

Bir başka yıldız da W20’nin 2015 yılı Eylül ayında Ankara’da yaptığımız lansmanda yanımızda olan ve tüm dünyayı gelişme ve sürüdürebilir ekonomik büyüme için zorlayan ve çok akıllı ve çok başarılı bir kadın olduğunu ve dünyaya katkı veren bir görev yerine getirdiğini düşündüğüm, IMF Murahhas Direktörü Christine Lagarde idi. “Kadın politikalarını neden yavaş ilerlediğini ve kadını ekonomiye yerleşmesinin neden yavaş olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Erkeklerin görevlerin kaybetmesi söz konu değil!” demesi çok önemli idi. Bu konudaki en gri noktaya net bir ışık getirmek anlamında ve bu açıdan çok önemli idi. Sonuçta, W20 tavsiyeleri ugulanır ise, neticesinde hem kadınlar hem erkekler hem gençler hem de dünya kazanacak.

Bir iş adamımızın bana dediği gibi “Biz daha yönetim kurulu üyelerimizi nasıl değiştireceğiz ve nasıl en etkin kullanacağız? Daha bu konuyu netleştirmeden, yönetim kurulu üyelerinin değiştirilmesi konusuna netlik getirememişken, şimdi benden yönetim kuruluna üye kadın almamı isteme!” demişti. Ben de “bu çok kolay olacak sizin için, madem değiştiremiyorsunuz, genişletin, bakın nasıl daha etkinleşiyor” demiştim. “Yani yönetim kurulu sandalye sayısını çoğaltın ve kadın alın. Bir de ilk tayinde sizi 3 yıl, 5 yıl veya 7 yıl için tayin ediyoruz diye baştan üyelere göreve alırken söyleyin” dediğimde de bu tavsiyeyi çok beğenmişti.

Kadın, katkı veren erkeğin yerin almak için değil, şirkete katkı vermek için şirketlerde ve yönetim kurulunda görev yapıyor. Farklı bakışını şirketin emrine sunuyor. Her yönetim kurulu üyesinin erkek olduğu şirketler ise farklı bakış açısından yararlanmadan karanlıkta yürümeye çalışıyor ve bu farklı bakış eksikliği neticelerinin, çevreye saygının ve insan kaynaklarının etkin kullanılamadığı gibi konularda şirketlerini ve sonuçlarını kör bir noktaya taşıyor.

Bir sürpriz yıldız ise Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland idi. Ne kadar açık yürekli, ne kadar özgüvenli ve olaylara ve konulara ne kadar demokratik, alçak gönüllü, bir o kadar da dikkatli, istekli ve net bakıyor olduğu görmek son derece güven verici idi. Başbakanı’nın da feminist olduğunu açıklayan Kanada’nın etkin bakanları ile birlikte kaçınılmaz yükselişini hep birlikte görebileceğimizi düşünüyorum. Eğer dışarıdan ülkelere oy vermek mümkünse veya “en çok hangi ülke gelişebilir derseniz?” oyumu Kanada’ya veririm. Demokratik, azimli ve çalışkan bir bakış ve elbirliği ile daha iyi olma çabası Kanada’nın geleceğini parlatacak diye düşünüyorum.

W20 Berlin toplantısının bir diğer yıldızı ise Federal Almanya Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı Manulea Schwesig idi. Genç ama iddialı bir politikacı olma yolunda ilerleyebilir bir izlenim verdi bana. Zamanla hep birlikte izleyip göreceğiz. Doğu Alman orijinli Bakanın en yakıcı cümlesi ise “ben duvarı olan bir bölgeden geliyorum ve diliyorum ki, insanlar hiçbir ayrıma tabi olmasın ve özellikle de duvarlarla bölünmesin! Ben buna karşıyım” dedi. “Bir ekonominin ve ailenin ileriyi ve daha iyiyi yakalaması için o ekonomide ve ailede kadının çalışması şart. Bana bunu Doğu Almanya’da aşçı olarak çalışıp annemi ve kardeşlerini yetiştiren anneannem söyledi. Annem de aynı görüşü bana ve kardeşlerime aşıladı. Ben çalışan kadına inanarak büyüdüm” cümleleri Almanya’da kadını daha ileriye taşıyacağını müjdeliyordu. Bana “madem hamilesininiz, görevinizi bırakın!” dediler. “Neden böyle söylüyorsunuz? Görevimi yapabiliyorum, ayrıca bu çocuğun bir de babası var!” dedim “ve yolumdan caymadım” gibi üç önemli konuda üç önemli mesaj verdi.

Yıldızlar bu kadar değildi. Ekselansları Kraliçe Máxima kesin bir başka yıldızdı. Girişimcilik finansmanında önemli bir birikimi var ve bunu G20’nin emrine vererek fon kurulmasında rol oynuyor olması çok önemli. Ayrıca, Arjantin kökeni ile 2018 yılında G20 Başkanı olan Arjantin için Kraliçe Máxima 2018 de W20’ye katkı verir mi? Bilmiyorum, ama desteğine ve Arjantin’in katkısına ümitle bakıyorum.

Diğer yıldızlar arasına yeni giren veya temsilci olan saymakla bitmeyecek kadar kıymetli kadınlar vardı. Yine de saymaya çalışayım: Avustralya Griffith Hukuk Fakültesi’ndan Dr. Sue Harris Rimmer, Global Banking Alliance for Women’dan Inez Murray, International Trade Center Murahhas üyesi Arancha Gonzales, Chatham House Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Direktörü Dr. Paola Subacchi, EY’nin Almanya, İsviçre ve Avusturya Başkanı Julie Teigland, KPMG’nın Kurumlar Sorumlusu Angelika Huber-Strasser ile aynı oturumu paylaştığım OECD Şerpası ve Kurum Başkanı Gabriela Ramos ilk aklıma gelenlerdi.

W20’ye yeni gelenlerden Hindistan temsilcileri çok basiretli seçimlerle varlıklarını ortaya koydular. Bir başka yıldız da Suudi Arabistan temsilcisi Dr. Basmah Omair idi. “İslamın kadının ticaret ve ekonomi içinde yer almasını desteklediğini peygamberin hayatından biliyoruz ve Suudi Arabistan’da daha fazla kadın özgürlükleri ve eğitimi için çok başarılı çalışmalarımız var” demesi ümit verici idi.

UN Women Women Empowerment Başkanı Meg Jones ve Amerika Birleşik Devletlerinin W20 temsilcileri Virginia Littlejohn, Jennifer Bisceglie ve Elizabeth Vazquez ise W20 için her zaman birer yıldız ve her zaman birer artı değer oldu.

Türkiye temsiline gelince, üç boyutta orada olmayı başardık.

Birinci boyut birinci panelde yer almam, “Büyüme ve Sürdürülebir Kalkınmada Kadının Güçlendirilmesinin Etkileri” konusunda için katkı vermek şansının bana verilmesi sadece şahsıma değil, ülkeme de verilen önemli bir şans idi. Ayrıca, Tebliğ tartışmaları sırasında “siz ne düşünüyorsunuz?” diye isimle hitap edilerek benden görüş istenmesi de yine dirayetli çalışmaların bir başka sonuç göstergesi idi.

İkinci boyutta W20 Berlin tebliğinde yine Türkiye’nin katkısında ve özellikle kadın konusunda gelişmenin ölçülmesi konusunda W20 Türkiye tebliğine referansın yer alıyor olması da çok önemli bir adım atmış olduğumuzun kanıtı idi. W20 Berlin Tebliğinde “Bu tebliğ ve eki olan uygulama planı, G20’nin cinsiyet eşitliği taahütlerini yerine getirmek üzere, oyunu değiştirecek tedbirler ve gelişimin izlenmesi için yön verici göstergeler ihtiva eden önceki W20 Tebliğleri üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle, W20 Türkiye ve W20 Çin’e yaptıkları temel çalışmalar için minnetarız.” denmesi herkes için bir gurur vesilesi oldu.

Üçüncü boyuta ise Türkiye’den geniş bir katılım gösterdik. Türkiye Heyetini temsilen Kurucu W20 Başkanı olarak benimle birlikte iki dernek başkanının da orada olması çok değerli idi. Kurucusu, 2011-2015 Başkanı ve Onur Kurulu üyesi olduğum KAGİDER’den Başkan Sanem Oktar ile birlikte Genel Sekreter Yeşim Seviğ ve W20 Focal Point görevini üstlenen Sinem Ulutürk vardı. W20 Türkiye’nin diğer paydaşı KADEM de başkan seviyesinde temsil edildi ve Başkan Doç Dr. Sare Aydın Yılmaz ile birlikte Yönetim Kurulu üyesi Sezen Güngör vardı. Avrupa Kadın Lobisini Türkiye’den temsilen Nuray Özbay da bizlerle birlikte idi.

Kadınların eğitimi, dijital dünyada etkin yer alması, kaynaklara ve imkanlara erişimi, alt yapı yatırımlarında kadına destek projeler geliştirilmesi ile 2025 yılına kadar ekonomiye katılımda kadın ile erkek arasındaki farkın %25 azaltılması hedefini yakalayabilmemizin ancak gelişmeleri dikkatlice ölçerek sağlayabileceğimiz ve bu ölçüm konusuna hem OECD’in hem de ILO’nun destek vereceği netleşmiş olması olumlu bir gelişme idi.

Sonuçta ve özet olarak, W20 Berlin Zirvesi çok başarılı idi ve W20 temsilcileri olarak, W20 Almanya temsilcileri DF’den Mona Küppers ve VdU’dan Stephanie Bschorr ve Claudia Grosse-Leege ve W20 Berlin ofisinden Juliane Rosin ve Vera Otterstein ile Almanya Şerpası Prof. Dr. Lars-Hendrik Röller’e çalışmaları için teşekkür boçluyuz.

Fark yaratacak bir neticeye adım adım yaklaşıyoruz. Tüm bu yukarıdaki katkılar ve kadınlar var oldukça, ekonomik gelişme için en azından 170 yıl gibi bir zaman beklemeyeceğiz!….

Kategori:Haberler